Coğrafyanın Gelişimi
İlk insanlar, yaşadığı ortamı tanımaya çalışmış, çevrede çeşitli gözlemler gerçekleştirmiştir. Bu gözlemler, sınırlı olmakla birlikte yaşamı kolaylaştırmaya ve çevreyi algılamaya yönelikti. Merak gidermeye yönelik olan bu yaklaşım, elbette ki coğrafya gibi bir bilim dalının ortaya çıkması ve onun sistematik bir bilim hâline gelmesi için çok yetersizdi.
Yeryüzünün bazı alanlarının tasvir edilmesi ve bazı yerlerin haritalarının çizilmesi, eski çağlar daki coğrafya ile ilgili başlıca çalışmalar olmuştur. Örneğin Çatalhöyük’ü (Fotoğraf 1.1.12) ve Babil’i gösteren haritalar, bilinen en eski haritalardır. Ayrıca savaşlar ve ticari ilişkiler de yeryüzünün bazı yerlerinin tanınmasında önemli rol oynamıştır.
Coğrafyanın bilimsel olarak ele alınması, İlk Çağ’da başlamıştır. MÖ 550 476 yılları arasında yaşamış olan Miletli Hekatus, biri Asya diğeri Avrupa’yı anlatan iki ciltlik kitap yazmıştır. Bu kitaplarda tasvirler ve haritalar yer almıştır. MÖ 485 425 yılları arasında yaşamış olan ünlü tarihçi Herodot ise gezdiği yerlerin tarihini ve coğrafyasını incelemiştir.
Coğrafyanın bilimsel olarak ele alınması, İlk Çağ’da başlamıştır. MÖ 550 476 yılları arasında yaşamış olan Miletli Hekatus, biri Asya diğeri Avrupa’yı anlatan iki ciltlik kitap yazmıştır. Bu kitaplarda tasvirler ve haritalar yer almıştır. MÖ 485 425 yılları arasında yaşamış olan ünlü tarihçi Herodot ise gezdiği yerlerin tarihini ve coğrafyasını incelemiştir.
Makedonyalı olan ve MÖ 384 322 yılları arasında yaşamış olan Aristoteles (Aristo) (Fotoğraf 1.1.13), Ay tutulması sırasında Ay’ın üzerine düşen gölgesinden yola çıkarak Dünya’nın şeklinin yuvarlak olduğunu ileri sürmüştür. MÖ 276 195 yılları arasında yaşamış olan Eratosthenes (Eratosten) ise Geographika (Ciografika) adlı bir eser yazarak coğrafya kavramını ilk kez kullanmıştır. Dünya’nın çevresini gerçeğe çok yakın hesaplayan Eratosthenes, eksen eğikliği ve Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığını da hesaplamıştır.
Coğrafyaya katkıları olan bilim insanlarından biri de Amasyalı Strabon’dur. MÖ 64 -MS 24 yılları arasında yaşamış olan Strabon, Dünya’nın yuvarlak olduğunu ve Evren’in ortasında yer aldığını öne sürmüştür. Avrupa, Asya ve Afrika’yı anlatan kitaplar yazmıştır.
MS 127 141 yılları arasında yaşamış olan Batlamyus, coğrafya bilimine önemli katkılarda bulunmuştur. Almagest adlı astronomi ve coğrafya kılavuzu anlamına gelen Geographica Hyphegesis (Ciografika Hayfecisız) adlı eserleri yazmıştır. Batlamyus, özellikle harita çizim teknikleri üzerinde durmuş, dünya haritası çizmiştir (Fotoğraf 1.1.14). Bu bilim insanı, aynı enlemler arasında aynı bitki ve hayvan türlerinin bulunduğunu ileri sürmüştür.
476 yılında Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra Avrupa’da coğrafya bir durgunluk dönemine girmiştir. Bu süreçte Türk ve İslam coğrafyacıları, coğrafyaya önemli katkılarda bulunmuşlardır. Bunlardan biri Biruni’dir (Fotoğraf 1.1.15). 973 1048 yılları arasında yaşamış olan Biruni, ünlü Türk ve İslam bilim insanlarındandır. Dünya’nın yarı çapını gerçeğe yakın olarak hesaplamış olan bu bilim insanı, yer çekimi üzerine incelemeler yapmıştır. Dünya’nın eksen eğikliğini ve çevresini hesaplamıştır.
Arapİslam coğrafyacılarından olan El İdrisi 1099 1180 yılları arasında yaşamıştır. Sicilya Kralı ile olan dostluğu sayesinde Avrupa’yla ilgili ayrıntılı bilgiler elde etmiştir. İdrisi, üzerinde bazı bilgilerin yer aldığı bir dünya haritası çizmiş (Fotoğraf 1.1.16) ve gümüşten bir küre yapmıştır. Bu bilim insanı, yeryüzünü sekiz iklim bölgesine ayırmıştır.
İslam coğrafyacılarından biri de İbn Batuta’dır (1304 1369). Bu bilim insanı, Fas’tan yola çıkarak Kuzey Afrika, Arabistan, Suriye, Anadolu, İran ve Hindistan’ı gezmiş, bu yerleri yazdığı Rıhlet-ü İbn Battûta adlı kitabında tasvir etmiştir.
İslam coğrafyacılarından biri olan İbn Haldun 1332-1406 yılları arasında yaşamıştır. Bu bilim insanı, yazmış olduğu ‘‘Mukaddime” adlı eserinde tarih, ekonomi ve sosyoloji gibi bilim dallarıyla ilgili görüşlerin yanı sıra coğrafya açısından önem taşıyan, dünyanın çeşitli kesimlerine ait tasvirlere ve haritalara da yer vermiştir.
Avrupa’da coğrafyanın yeniden gelişmesi, Orta Çağ’dan Yeni Çağ’a geçiş döneminde başlamıştır. Bu dönemde başlayan coğrafi keşifler, coğrafya biliminin gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Bartolomeu Dias’ın (Bartelmi Diyaz) Ümit Burnu’nu keşfetmesi, Vasco de Gama’nın (Vasgo de Gama) bu burnu aşarak Hindistan’a ulaşması, Cristof Colomb’un (Kristof Kolomb) Amerika Kıtası’na ulaşması, Amerigo Vespucci’nin (Amerigo Vesbuçi) Cristof Colomb’un ulaştığı toprakların yeni bir kıta olduğunu keşfetmesi ve Ferdinand Macellan (Fotoğraf 1.1.17) ile Del Kano’nun Dünya’nın etrafını dolanmaları, coğrafya bilimine önemli katkılarda bulunmuştur. Böylece yeryüzünün büyük bir kısmı keşfedilmiş, Dünya’nın yuvarlak bir şekle sahip olduğu ispat edilmiştir.
Yeni Çağ’da Osmanlılarda da ünlü coğrafyacılar yetişmiştir. Bunların başlıcaları Piri Reis, Seydi Ali Reis, Kâtip Çelebi ve Evliya Çelebi’dir.
1470 1554 yılları arasında yaşamış olan Piri Reis (Fotoğraf 1.1.18), ünlü bir Türk denizcisidir. Piri Reis, Akdeniz’de gördüğü yerleri ve başından geçenleri, ‘‘Kitab-ı Bahriye” adlı eserinde yazmıştır. Piri Reis’in en önemli yapıtı; Atlas Okyanusu, İber Yarımadası, Afrika’nın batısı ile Amerika’nın doğu kıyılarını kapsayan haritasıdır.
Türk coğrafyacılardan biri de 1498 1562 yılları arasında yaşamış olan Seydi Ali Reis’tir. Aynı zamanda amiral olan ve matematikle de ilgilenen bu bilim insanı, gezileri ile gerçekleştirdiği savaşları anlattığı ‘‘Mir’at-ül Memalik” adlı eserini şiir şeklinde yazmıştır.
1609 1657 yılları arasında yaşamış olan Türk coğrafyacılarından biri de Kâtip Çelebi’dir. Kâtip Çelebi, yazdığı ‘‘Cihannüma” adlı eserinde dünyanın birçok yeri hakkında bilgi vermiştir.
1611 1682 yılları arasında yaşamış olan Evliya Çelebi, ünlü Türk coğrafyacılarındandır. Bir gezgin olan Evliya Çelebi, gezip gördüğü yerleri ‘‘Seyahatname” adlı eserinde yazmıştır.
Coğrafya’nın Yakın Çağ’daki gelişiminde bilimsel çalışmalar ve bu amaçla gerçekleştirilen gezi ler önemli bir rol oynamıştır. Bilimsel coğrafyanın temellerini atan kişi olarak kabul edilen Bernhard Varenius’un (Bernard Varenius, 1622 1650) yazmış olduğu ‘‘Genel Coğrafya” adlı eseri, coğrafya bilimine önemli katkılar sağlamıştır. Bernhard Varenius, coğrafyayı genel ve özel olmak üzere ikiye ayırmıştır.
Modern coğrafyanın gelişmesine katkıda bulunan gezginlerin başlıcaları James Cook (Ceymis Kuk) ve Alexander von Humboldt’tur (Aleksandır von Humbolt). James Cook (1728 1779), bilim insanlarıyla birlikte katıldığı keşif gezilerinde Yeni Zelanda kıyılarının haritasını çizmiş, Avustralya’nın güneydoğusunu incelemiştir.
Fiziki coğrafyanın kurucusu olarak kabul edilen Alexander von Humboldt (Fotoğraf 1.1.19); iklim koşulları, bitki örtüsü, yer şekilleri ve okyanus akıntıları gibi konularda araştırmalar yapmış, elde ettiği bilgileri ‘‘evren” anlamına gelen Cosmos (Kozmoz) adlı eserinde yayımlamıştır.
Carl Ritter (Karl Ritır, 1779 1859), beşerî coğrafyanın kurucusu olarak kabul edilir.